‘AŞK’TA  TÜKENMİŞLİK

Her türlü alanda daha aza razı olmak, idare etmek, kendimizi arka plana atmak bilinç dışımızda derin bir yaranın ve suçluluk duygusunun belirtisidir. Ve bu duyguyu temizlemezseniz, gün geçtikçe maddi olarak da derinlere gömülürsünüz, aşağılara çekilirsiniz. Kilo alırsınız. Çocuklarınıza bile kötü örnek olursunuz. Hayatınızda ki insanı doğru seçin ..
                Sürekli aldatılmaktan korkan bir kadın etrafındaki en çapkın erkeğe gönül verir. Çünkü en derinlerde saklanmış kuvvetli ama mantıksız bir özlemi vardır. O en çapkın olanı bile kendisine aşık etmek, işte o zaman içindeki çocuk mutlu olacak, bir kadın olarak değerli hissedecektir. Oysa çapkın erkek bir türlü aradığı mutluluğu vermez. Kadın umutsuzca bir yandan onu bırakmaya uğraşır, diğer yandansa çılgınca tutunmaya çalışır.
                Duygusal boşluğu dolduran aşklar GERÇEK AŞK değildir. Bilinçaltımızda 5 tane korkumuz vardır:

v  Değersizlik

v  Kaybetme korkusu

v  Yetersizlik ve başarısızlık

v  Yüzleşme

v  Ölüm

                Bu korkular çift kutupludur. Yani bilinç dışımızda değersizlik taşıyan insan, kendini ‘’NARSİZİM’’ ile ‘’HİÇLİK’’ arasında bir pinpon topu gibi gidip gelirken bulur. O yüzden de başkalarının ondan yaşam enerjisini çalmasına açık hale gelir. Duygular manyetik alan yaratırlar. Çift kutuplu dururlar. Bu iki kutup arasında titreşim oluşur. Ve değersizlik duygusu olan bir insana bir başka kişi     ‘’ HİÇLİK ‘’ aşılarsa, kendini değersiz hissettirirse olumsuz kutup ağır basar. Bu sefer ona kötü hissettiren kişi, olumlu kutuptaki aşırı değer hissini yükler. Ve böylece duygular kancalanır. Güçlü olan kutup güçsüz olan kutbu içine çekecek ve yaşam enerjisini sömürecektir. Kendini kötü hisseden kişinin yaşam enerjisi azalır.  Diğeri ise çok enerjik ve mutlu hissedecektir.
                 Pek çok kadın ayrılırken, ruhunun bir parçasını yani kendi bilinç dışına ait yaşam enerjisinin bir parçasını ilişki kurduğu erkekte bırakıyor. O yüzdende fiziksel olarak görüşmeyi bitirse de hiçbirini aklından tam olarak silemiyor. Oturup kalkıyor cep telefonuna mesaj atıp atmadığını, arayıp aramadığını, kendisinden sonra hangi kadınla birlikte olduğunu düşünüyor. Çünkü aslında o erkekte bir parçası kaldı. Yarım kalan bir şey vardı. Bu parça aslında erkeğin üzerinde yarattığı duygular ve onların manyetik alanı yüzünden oluşuyor. Öfke, kıskançlık, değersizlik, saygı duyulmamak gibi olumsuz duygular ya da aşk, sevilmek, güven, mutluluk, doyum gibi duyguların birdenbire yarıda kesilmektedir. Manyetik alanı öyle bir etkiliyor ki pozitif parçalar erkeğin yaşam alanına akıyor, negatif alanlar bizde toplanıyor. Bunu bir aşk acısı ya da dram olarak görmeyi bırakabilir ve sadece enerji alanlarındaki akışa odaklanabilirsiniz. 
                Yaşam enerjinizi çalan erkekten onu geri alabilirsiniz. Bunun bir tekniği var, fakat uzun ve zor bir süreç olduğu için ve erkek tarafına haksızlık yapılmadan uygulanması gerektiğinden muhakkak rehber eşliğinde yapılmalı.
                Talep ettiğiniz anda, enerjiyi kendi duygu kutbunuzu ters yöne ayarlayacağınız için erkek size fiziksel hayatta duyup, göreceğiniz, bileceğiniz, deneyimleyeceğiniz şekilde maddi ya da manevi ödeme yapmak zorunda kalacaktır. Bu durum sadece size ait olanı geri vermesini sağlayacaktır. Onu sürekli gördüğünüz ortamda bile olsanız canınız acımaz, huzura kavuşursunuz.