Aile Evlilik Çift Danışmanı Dr. Ekrem Çulfa Koçluk ve Psikolojik Danışmanlık Merkezi 0533 3738123
Psikolog Osman İlhan
psk.o.ilhan@gmail.com
Ah O Ayrılıklar Yok Mu?
22/08/2018 Ayrılıklardan paramparça bir ruhun kırıntıları arasından bir bedene yapışmış kalbi taşımak ne kadar zordu. Her biri kara kalemle kazınmış, sesi olsa kısılacak, nefesi olsa kesilecek bütün gidişlerin ayak izleri saracaktı her yanını. Ruha dolan o ilk acının ateşten buharı sonsuza kadar yakacaktı , tekrara düşmüş aynı filmin sahnelerinde gidenin arkasından bakakaldığın şaşkınlığın kalacaktı, yanan sendin, seyirci de sen, ortada kalmış duygularının yalnızlığı hepsine bedeldi. O fırtınalar yaratan duygularının ortasında çaresizce kalan çocuk yanının suskunluğunu, olgunluktandır sananlar yanıldılar. Susmak kalmıştı geriye, söylenecek onca ağız dolusu küfürlerinin, intihara meyilli çığlıklarının, koşarak kaçmaya hazır ayaklarının, gideni tutmaya kararsız kollarının arasında, kal diyemeyen dudaklarına susmak kalmıştı. Her ayrılık erkendir diyenler haklıydılar. Yaşanacak güzel zamanlara umudun azaldığı anda çırılçıplak kalan travmatik çocuğun kaçışıydı terk etmek. Bir beden büyük geliyordu ona romanlara konu olabilecek aşklar, romantizmin gölgesinden büyüyüp bir tende can bulan şehvetin çekiciliğinden korkuyordu muhakkak. Tek bir kişiye ait olmak, o varken diğerlerinin silikleştiği gönüllü körlüğe razı olmak, onun sıcaklığıyla ısınıp yokluğuyla buz kesen yalnızlığına dayanabilmek, gözlerine dünyayı sığdırabilmek, bir avuç içine kıvrılıp teslim olmak ona ve onu en sevdiğin yerlerinden öpmeyi arzulayıp da ulaşamamak, kulaklarına dolan sesinde baharı getirmek, ay başı geldiğindeki hırçınlıklarını bile özlemek, tüm ölümlü insanlığına rağmen onu sonsuzluğa yüceltip sevebilmek, lise çıkışlarında onun için kavgalara girebilecek kadar tecrübesiz ergenin maçoluğunu ruhuna iliştirebilmek, meyhane masalarında ona olan aşkına kaldırdığın kadehlerin sabahında içinde yüzdüğün kusmuğun iğrençliğe rağmen sevebilmek. Ah o ayrılıklar, senin için söylenecek o kadar çok şey varken, sadece içten bir eyvallaha sığmış suskunluklar tam olarak tanımlıyordu seni. Bedeni hayatın oksijeni ile yaşam bulan insanlığın ruhundaki nefessizliğin adıydın sen. Senin başladığın noktada, kainatın ihtişamlı sonsuzluğu, zamanın genişliği, insanlığın evrimi, ölümden sonrasının mistikliği, bilimin hayreti, felsefenin derinliği, dinlerin tatmini hepsi ama hepsi senin başladığın noktada son bulup, geriye yıkıntıların arasında kurtarılmayı bekleyen acziyeti bırakıyordu. Aciz, savunmasız, bir rahme sığacak kadar bebekleşmiş bağımlı olgunluğumuz, gözlerde sabit kalan hüznümüz, eskisi gibi kalmayacak güven duygumuz, leş kokusuyla tenimize yapışmış ortada bırakılmış yanımız. İyileşmek için zamana ihtiyacımız yoktu yada başka bir tene dokunmaya yada başka diyarlara göçüp gitmeye. Ayrılığın dokunduğu yerde ne zaman kalırdı, ne mekan, ne iki omuz arasına sığınacağın bir liman. Sadece hiçlik kalırdı ve o hiçlikte tekrar doğmak zorunda olan sen, ben, biz. Ah o ayrılıklar, senin için söylenecek o kadar çok şey varken, bana kalan bir eyvallaha sığmış suskunluğum olmamalıydı. Yeniden bana kalan yine o tanıdık olandı. Eyvallah. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Özlem Duygusu - 22/08/2018 |
Sevdiği insandan ayrılan bir danışanımın halen yürüttüğüm terapilerindeki diyaloğumuzdan ilhamla yazdığım bu yazıyı, danışanım olan A.P beyefendiye ithaf ediyorum. |
Gardner'ın Çoklu Zeka Kuramı - 22/08/2018 |
Günümüzde bir çok eğitim sistemi kurgulanırken göz önüne alınan kriterler ve uygulanış şekilleri bakımından benzerlikler göstermektedir. |
Anda Yaşamak - 22/08/2018 |
Aslında psikolojik sorunların kökeninde hep yanlış algılamalar ve yanlış zihinsel yapılandırmalar gelmektedir. |
Askıda Kalmış Yaşantılar - 22/08/2018 |
Aidiyetsiz olmanın tadını bilir misiniz? Hiç bir yere ait olamamanın mide bulantısını. Bir kalbe sığamamak, bir kişiye ait olamamak, bu bana ait diyememek ve sonsuza kadar bu şekilde süreceğini bilmek. |
İnsanın Gelişim Sürecinde Anne ve Babanın Rolü - 22/08/2018 |
Doğayı seyretmeyi sevenler bilirler, doğadaki her canlı ve cansız madde, varoluşsal serüvenleri boyunca çeşitli gelişim aşamalarından geçerler. |
Kaygı Bozukluğu Nedir? - 22/08/2018 |
Kaygı; sıkıntı, huzursuzluk, kötü bir şey olacak mı endişesi ve fiziksel belirtilerin de eşlik ettiği yoğun korku hali olarak tanımlanabilir. |
Hayatı Oluşturan Düşüncelerdir - 22/08/2018 |
Genel anlamda insanoğlu pasif ve edilgen bir tutum takınarak hayat olayları karşısında kendilerini mağdur olarak gösterme eğilimindedirler, bir çok psikolojik sorun yaşayan insanlarda ortak olarak gördüğüm özelliktir bu. |
Aşk Üzerine Fikir Uçuşmaları - 22/08/2018 |
Bir nüveydi başlangıçta insan, hiç bilmediği diyarlardan insan adı altında misafir olarak geldi bu dünyaya. |