Aile Evlilik Çift Danışmanı Dr. Ekrem Çulfa Koçluk ve Psikolojik Danışmanlık Merkezi 0533 3738123
![]()
Uzman Psikolog Hakan Özbayis-0532 496 09 66
dr.hakanozbayis@gmail.com
ÇOCUK EĞİTİMİNDE EBEVEYN PSİKOLOJİSİ
29/12/2015 Çocukların sağlıklı ve
donanımlı bir birey haline gelmelerinde hiç şüphesiz Anne ve Babanın katkısı
büyüktür. Temsil rolünde olan Ebeveyn, düşüncelerini, davranışlarını,
söylemlerini dengeli bir şekilde harmanlayabildiği ve çocuğunu yetiştirme
hususunda bilinçli olabildiği ölçüde başarılı olacaktır. Ebeveynin böylesi bir
durumda psikolojisi olumlu olarak üst seviyede olacak ve o hanede büyüyen
çocuklara da olumlu olarak yansıyacaktır. Anne Babanın
psikolojilerini zirve noktasına çıkaracak plan ve programı hayatlarına
yerleştirmeleri gerekmektedir. Bu ilk başta biraz zor gibi olsa da, adım adım
uygulanabildiği takdirde anne ve baba zamanla alışacak, bu minvaldaki tüm
davranışlarında çok büyük hazlar duyacaklardır. Çünkü yapmış oldukları plan ve
programın, çocukları üzerindeki tesirini ve faydasını an ve an
gözlemleyebileceklerdir. Ailelerin en fazla
aldandıkları noktalardan biride, çocuk eğitiminin içerisinde zorda kaldıkları
durumlarda çocuğa karşı baskıya, bağırmaya, hatta şiddet ve dayağa
başvurmalarıdır. Bilinmesi gereken en baştaki mevzuu, dozajı ayarlanmayan her
bir olumsuz davranış, çocuktaki latife ve duyguların ölmesine sebebiyet
vermektedir. Bunu engellemenin yolu da, sağlıklı ve duyarlı davranabilme
metotlarını uygulayabilmektir. Ebeveynin sağlıklı
davranış sergileyebilmesi, tüm aile fertlerinin sınırlarını belirleyip,
herkesin bu sınırlara riayet etmesi ile doğru orantılıdır. Aile içerisinde
koyulan sınırlar bir nevi yol gösteren levhalar gibidir. Bu sınırlar gerçekte,
çocukların haklarını kısıtlamak ve bunu onlara baskı aracı olarak kullanmak
değildir. Sınırlar ile birlikte çocuklar, korunup güvende oldukları hissini ve
kendilerine değer verildiği duygusunu kazanmış olacaktır. Aile içerisindeki
kurallara uymanın ve beraber hareket etmenin getirmiş olduğu sevgi ve saygının
çocuklara sorumluluk duygusunu kazandıracağı aşikardır. Hayatın içinde
çocukluk dönemi de dahil sıkıntı çekmiş olan fertler, kendi çocuklarının rahat
etmesi, hiçbir sıkıntıya düçar olmaması için, onların her istediklerini yerine
getirmeye ve davranışlarına sınır koymaya çalışmazlar ise her türlü şeyde
doyuma ulaşan, kendisine verilip te sahip olduklarının kıymetini bilmeyen
şımarık, söz dinlemeyen ve sorumsuz bireyler yetiştirmiş olurlar.
Davranışlarına sınır koyulmayan çocuklar, serbest, fevri, bencilce hareket
etmelerinden ve okul, arkadaş ortamı ve bazı tüm sosyal çevrelerde uyum
probleminden dolayı ayrıca tepki ile karşılaşacak, bu durum onları asosyal
yapabilecektir. Çocukların gerçekten gerekli olan ihtiyaç ve isteklerini yerine
getirmemek yanlış olduğu gibi, her isteklerine boyun eğmekte o kadar yanlıştır.
Sınırlar, ebeveynin adil ve dengeli davranmasına da sebebiyet verir. Ebeveyn tarafından
ortaya konulan sınırlar, çocukların özgüven ve özsaygılarını kazanmaya
sebebiyet veren ve etkili bir öğrenme aracı olan ‘’deneme-yanılma yöntemi’’ nin sağlıklı bir şekilde uygulanmasına etki
eder. Evet, çocuk hata edecektir. Hata ettiği zaman, hatasını anlayıp
düzeltmesi, sınırların net ve uygulanabilir olması ile doğru orantılı
olacaktır. Her davranışına
müdahele ettiğimiz çocuklarımız, sorumluluk ve iç denetim duygusu gelişmeyen ve
kendi ayakları üzerinde duramayan bir bireye dönüşecektir. Eğer ki hata edip,
vazifelerini yerine getirmedi ise bedelini ödemeye razı olmalıdır. Aman zarar
görmesin diye, yere düştüğünde kucaklayıp kaldırdıysak, ödevlerini zayıf alacak
diye biz yapmaya kalktıysak veya tam tersi olarak her yanlış yaptığı zaman ona
takatının üzerinde ceza yükleyip eziyorsak, senden hiçbir şey olmaz gibi şahsı
ile ilgili olumsuz cümleler söyleyip hakaretler
ediyorsak, çocuğun akıl, kalp, ruhsal, psikolojik ve sosyolojik
gelişimine dinamit koyuyoruz demektir. Anne ve babalar olarak
çoğu zaman davranışını onaylamadığımız çocuğumuzun cezayı hak ettiğini düşünür
ve ona göre davranırız. Verilen cezalar, kısa bir süre için işe yaramış gibi
gözükse de, uzun vadede hatalı davranışların düzelmesine fayda sağlamaz. Ebeveynde daha etkili olsun diye, cezaların
dozajını ve sayısını arttırır. Böylece çocukla kendi aralarındaki gerilim ve
çatışma zemininin doğmasına sebebiyet vermiş olurlar. İç aleminde ve
davranışlarına yansımasında, iç disiplinin oluşmasını sağlamayan bir cezai müeyyide
karşısında çocuk, ‘nasıl olsa yaptığım yanlışın bedelini ödedim’ anlayışı ile
kendisinin aklandığını düşünebilir. Böyle bir ceza, normalde anne babayı geçici
olarak rahatlatır. Çocuğa etki etmediği için, caydırıcılığı ortadan kalkmış
olan cezanın ebeveyn tarafından şiddete dönüşme ihtimali çok yüksektir. Şiddet
ise çocuklar tarafından öğrenilip kopyalanabilen ve zehirli bir gaz misali
hızlı şekilde sirayet edip yayılabilen bir davranıştır. Netice olarak kargaşa
ve çatışma zemini içerisinde insani ve medeni olmayan dayak gibi aşırı şiddet
içeren davranışlar doğabilir. İşte, ceza vermeye gerek duymadan doğru
davranışların kazandırılması adına ‘’sınır
koyma yöntemi’’ni devreye sokmak ebeveynler için bir gerekliliktir. Aileleri ve uzmanlar
tarafından, çocuğun duyguları, yaratılışı, çevresel faktörleri de göz önünde
bulundurularak, onun gelişimine katkı sağlayacağı düşünülüp belirlenen
sınırlara, çocukların uyma hassasiyetlerine karşı, ebeveynlerin kaygılarını
dengeleyerek aktif sabır göstermeleri gerekmektedir. Çoğu zaman çocuk, ebeveyn
olarak tasvip edilmeyen ve kendisine her açıdan zarar verebilecek bir
davranışın veya uymasını istenilen kuralın, anne baba için ne kadar önemli
olduğunu ve bu konuda taviz verilip verilmeyeceğini test etmek ister. Bunun için
sınırlar ne kadar belli olursa olsun, o kafasının dikine gidebilir. İşte burada
ebeveynler olarak, sık tekrarlanan onaylamadığımız davranışlardan
hoşlanmadığımız çocuğa ayrıntıları ile ifade edilmeli, bu davranışlara devam
edilmesi halinde, bazı bedellerin ödenebileceği açık ve seçik ama yumuşak bir
üslupla belli edilmelidir. Tasvip edilmeyen ve çocukta görülmek istenmeyen
olumsuz davranışların neden istenmediğini açıklamak ve sınırlara kurallara
uymanın faydalarını anlatmak üzere, tüm aile fertlerinin katıldığı bir ‘’aile toplantısı’’ yapılması çok etkili olacaktır. Yapılacak olan
bu aile toplantısında hatalı davranışların bir listesi yapılıp, olumsuz
davranışlardan kaçınmak ve çözüm üretmek için yapılması gerekenler örnekleriyle
beraber verilebilir. Bu toplantıda ayrıca uyulması gereken adab-ı muaşeret
kurallarının da listesinin yapılması elzemdir. Çocuklarında
katılımıyla yapılacak Aile toplantısında listesi yapılan kurallardan birine
uymamanın sonucu da yazılırsa, itiraz etme ve mazeret uydurma fırsatı da
ortadan kalkmış olur. Elbette ki kurala uymamanın bir bedeli vardır. Ama bu
bedelin, olumsuz davranış sergileyen çocuğun yerine getirebileceği tarzda
olması gerekmektedir. Çocuğun yaptığı her hatalı davranış ve her yanlış, yapmış
olduğu yanlışı tahlil edebildiyse, ona hayatı boyunca kullanabileceği tecrübeler
kazandırabilecektir. Evet kuralı bozan çocuk sonucuna katlanacak ve görünürde
hatalı davranış yüzünden bir şey kaybedecektir. Ama kayıplarından ders alacak
ve sonraki süreçte daha dikkatli davranacak, yanlışa meyletmeyecek , bir şey
kaybederken çok şeyi de kazanma fırsatını elde edecektir. Genelde Ebeveyn ve
çocuklar arasında, çocukların olumsuz davranışları sergilemesinden dolayı çıkan
çatışma da, gerek ebeveyn gerekse çocuk kaybetmeyi değil kazanmayı ister.
Oysaki, anne ve baba çocuğa bu meselenin ‘’kaybedeni
yok mantığı’’ ile yaklaşabilirse, üzüm yeme gayreti içine girmiş olacak,
bağcıyı dövmeyecektir. Yani önemli olan ebeveynin çocuğu inatlaşma zeminine
çekmemesidir. Bunun içinde yaşanılması muhtemel her hadisede sonuç odaklı cevaplar üretirken, çocuğu dinler
gibi yapmadan, yargılı davranmadan, akıl vermeden, göz teması kurarak gerçekten
dinleyip, çocuğun duygu ve düşüncelerini ifade etmesine fırsat vererek, ‘’sana
değer veriyorum’’, ‘’sen de ailemizin bir ferdisin’’ mesajı ile ‘’kabul dili ve etkili dinleme yöntemi’’ni
uygulaması, kördüğüm haline gelmiş meselelerin tadili adına ilmeklerin bir bir
çözülmesi anlamına gelmektedir. Bu hususta gösterilen çaba doğrultusunda ve
gerektiği ölçüde uzman psikolog ve pedagoglardan alınabilecek yardımlar ebeveynin
işini daha da kolaylaştıracaktır. Uzman Psikolog Hakan
Özbayis 0532 496 0966 |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Hamilelik Mükemmeldir - 14/05/2016 |
7/24 Psikolojik Danışmanlık 0533 373 81 23 |
PSİKOTERAPİ NEDİR? - 17/08/2015 |
Psikoterapi, ruhsal yolla tedavi etmek şeklinde tanımlanabilir. Psikoterapi terimi, iki kelimenin birleşmesinden meydana gelir. Psiko ve terapi. Psiko, can ve ruh manasındadır. Terapi kelimesi de, bir hastalığın yada bozukluğun tedavisi anlamına geli |
HAMİLELİK PSİKOLOJİSİ - 17/08/2015 |
Varlık ağacının en mükemmel meyvesi, evrenin adeta küçültülmüş bir örneği olan insanın yaratılışı ne harikadır. Bu harikulade eserin ortaya çıkmasındaki vesilelerden en birincisi ve en değerlisi annenin varlığıdır. Anne adayı bu kısa süreçte, bir tar |
ÇOCUKLUK EVRESİ PSİKOLOJİSİ - 16/06/2015 |
İnsanın bütün ömrü süresince, dönem dönem meydana gelen değişimleri bize gelişimi açıklar. Evet, insanoğlunun yaşam boyunca gelişimi süreklidir. Fakat gelişimin hızı, insanın çocukluk, ergenlik, erişkinlik ve yaşlılık gibi zaman dilimlerine göre değ |
ERGENLİK YAPILANDIRMASI - 07/06/2015 |
Ergenlik dönemi, çocuğun kendi kimliğini bulma dönemidir. Çocuklar bir önceki dönemde uyumlu davranışlar sergileseler dahi, ergenlikte tepki ve davranışlarında görülen belirgin değişmeler, ebeveynlerini şaşırtabilir. |